Kategoriler
Dünya Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Siyaset

Esed’in Zulmünden Kaçtılar

Kahramanmaraş’tan 112 yıl önce Ermeni çetelerinin katliamından kaçarak Suriye’ye yerleşen Karamustafa ailesinin fertlerini Esed zulmü rahat bırakmadı- Suriye’deki topraklarını terk ederek Türkiye’ye dönen aile fertleri, anavatanda tekrar izini buldukları akrabalarının yakınına yerleşti -Ailenin 4. kuşak ferdi Ahmet Karamustafa: – “Dedemize Ermeniler, bize de Esed zulüm yaptı. Bir asır sonra öz vatanımıza döndük, akrabalarımızı bulduk” İSMAİL HAKKI DEMİR – Dedeleri Ermeni çetelerinin katliamından kaçarakSuriye’ye yerleşen Karamustafa ailesinin fertleri, bir asır önce sonra aynı kaderi yaşadı. Topraklarını 112 yıl sonra Esed zulmü nedeniyle tekrar terk etmek zorunda kalan aile fertleri, sığındıkları ana vatanlarında izini buldukları akrabalarının yakınına yerleşti.Suriye’deki iç savaş nedeniyle Halep’in Elbab ilçesindeki evlerini 2 yıl önce terk ederek Türkiye’ye kaçan Karamustafa ailesi, Kahramanmaraş’ta yeni bir yaşam kurdu.Muhammet Karamamustafa, Süleymanlı köyünde yaşayan dedesi Ahmet Karamustafa ve akrabalarının 112 yıl önce Anadolu topraklarından kaçışının öyküsünü AA muhabirine anlattı. Ahmet Karamustafa ve akrabalarından yaklaşık 300 kişinin Ermeni çetelerince evlerinden zorla alınarak bir kaleye hapsedildiğini, o tarihte 16 yaşında olan ve kaleden kaçmayı başaran dedesinin, aylarca yürüdükten sonra Suriye’nin Halep şehrine ulaştığını belirten Karamustafa, Ahmet Karamustafa’nın buraya yerleştikten sonra evlendiğini, 2’si erkek 10 çocuğunun dünyaya geldiğini aktardı. Suriye’de bir süre ticaret yapan dedesinin, “Geride kalan akrabalarının Ermeni çeteler tarafından katledildiği”nden söz ettiğini anlatan Karamustafa, 112 yıl sonra ailesinin Esed zulmü nedeniyle aynı kaderi yaşadığını dile getirdi.2 yıl önce Türkiye’ye sığındıklarını kaydeden Karamustafa, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Esed yüzünden yaşadığımız toprakları terk etmek zorunda kaldık. Esed’in zulmünü gördük ve perişan olduk. AtalarımızınKahramanmaraş’tan geldiğini biliyorduk. Buradaki akrabalarımın izini sürdüm ve onlara ulaşmayı başardım. Uzun yıllar sonra bulduğum akrabalarımın yaşadığı mahallede oturuyorum. Allah Türk devletinden razı olsun.” Eşi ve çocuklarıyla Kahramanmaraş’a yerleşen ve büyük dedesiyle aynı ismi taşıyan Ahmet Karamustafa da, Suriye’de Esed’in zulmüne maruz kaldıklarını ifade ederek, “1915 olaylarına ‘soykırım’ diyen Papa Franciscus acaba bizim ne çektiğimizi biliyor mu? Dedemize Ermeniler, bize de Esed zulüm yaptı. Bir asır sonra öz vatanımıza döndük. Burada akrabalarımızı bulduk” şeklinde konuştu.

a b c d e

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Spor

ASLAN’IN KADER MAÇI CESUR FM’DE

Mustafa AYKIR’ın sunumu ile Birlik Nakliyat Düzyurtspor- Kahramanmaraşspor maçı Trabzon’dan (Naklen) yayın ile Cesur Radyo’da…

Spor toto 2.lig kırmızı grup’ta hafta sonu Trabzon’da oynanacak olan Ligde kalma mücadelesi veren Düzyurtspor-Kahramanmaraşspor maçı Mustafa Aykır’ın sunumu ile www.cesurfm.com ve 96.6 frakanslarından (CANLI olarak Cesur Radyo’dan NAKLEN yayınlanacaktır)

Nefesleri kesecek olan bu karşılaşma 26.04.25015 Pazar günü Trabzon’da saat 15:30’da Cesur FM’de.

kms

Kategoriler
Dünya Eğitim Ekonomi Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Sağlık Siyaset

PEKMEZ İYİ OLURSA, BAĞDATTAN GELİR’

“Demirel’in iki önerisini her zaman kendime ilke edindim”

 

Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Prof Dr. Mehmet Sağlam siyasi yaşamındaki edindiği tecrübeyi  Mesut Tuğrul’a anlattı. Sağlam siyasi hayatında Demirel’in kendisine iki önerisini ilke edindiğini söyledi; ‘namusunuza ve şerefinize dokunmadıkça hiçbir haberi tekzip etme, bir bayanla aynı odada tek başına görüşme’

 

Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinden çıkarak Kaymakamlık, rektörlük, YÖK Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Etik Kurulu Başkanlığı, Milletvekilliği, TBMM Başkanvekilliği, Milli Eğitim Komisyon Başkanlığı gibi görevlerde bulunan Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Türkiye’de insanların kendi çalışmaları ve karakterleriyle çok önemli yerlere gelmelerinin mümkün olduğunu söyledi. Sağlam’ın verdiği cevaba en büyük örneklerinden biri kendisi olurken siyasetteki izlenimlerini genç kuşaklara bir kitapla aktaracağını dile getirdi.

Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul hizmet anlamında Kahramanmaraş’a önemli katkıları olan Prof. Dr. Mehmet Sağlam’la siyasi tecrübesi ve bundan sonra ne yapacağı konusunda bir röportaj yaptı.

Konuşmalarını her zaman açık sözlülükle yapan Sağlam, Gazeteci Tuğrul’un sorularına bir birinden ilginç cevaplar verdi.

25 yıldır siyasetin içerisindesiniz, size neler kazandırdı?

‘DOĞDUĞUM TOPRAKLARA HİZMET ETMEK, ÇOK BÜYÜK TATMİN DUYGUSU GETİRİYOR’

Doğduğum topraklara yapabileceğim hizmetler bakımından çok büyük tatmin duygusu getiriyor. Birkaç dönem önce çok daha gençken, daha da hevesli olmam gerekirken 2 defa milletvekili adaylığı teklifi aldım. Amerika’dan döndükten sonra Samsun’da rektörken 1973’te milletvekilliği adaylığı teklifi aldım, diğeri de daha eski dönemdeydi hatırlayamıyorum, fakat 2’sini de reddettim. Onlar siyasete girmem konusunda ısrar ediyordu bende girmemem konusunda ısrar ediyordum. YÖK Başkanı iken Rahmetli Sakıp Sabancı’nın Japonlarla ortak olduğu İstanbul’daki bir fabrikasını dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte açmaya gittik. Milletvekili adaylığına müracaat etmek isteyenler için bürokrasinin istifa süresinin son günü Sayın Demirel’in yanında ‘Tansu hanım sizi telefondan istiyor’ diyerek bir telefon geldi. Sayın Demirel’de ‘neden seni istiyor’ diye bana sordu. Bende ‘Politikaya girmemi istiyorlar’ demiştim. Fabrika açılışından sonra Çankaya’ya gittik. Son gündü bürokratların istifa süresi 5’te bitiyordu ve biz saat 4’te değerlendirme yapacaktık. Tansu Hanım’a telefon açtı. ‘Biz ne güzel çalışıyoruz, neden istiyorsun’ dedi. Telefon görüşmesinden sonra ‘Tansu Hanım ciddi bir şekilde seninle kabinede çalışmak istiyor, sana bakanlık verecek, memleketine üniversite açtın, ilçelerde bile MYO’lar var. Memleketine daha güzel hizmet etme imkânın olur. İstersen Tansu Hanım teklifini kabul edebilirsin’ diyerek fikir verdi.  Düşünmeme fırsat vermeden Cumhurbaşkanlığı makamında bir kalem kâğıt isteyerek istifa dilekçemi yazdırdı. İstifa dilekçemi yazdıktan sonra ertesi gün Mehmet Haberal’ın okulunda bir açılış vardı, ona gittim. Açılışta YÖK başkanı diye takdim ettiler, bende ‘YÖK başkanı değilim artık, dün akşam istifa ettim, politikaya giriyorum’ dedim. Böylece siyasete girdim.

‘DAHA İYİ HİZMET YAPMA İMKÂNI İÇİN YOLA ÇIKTIM’

Daha iyi hizmet yapma imkânı olacak’ cümlesi benim hep aklımda kalmıştı. Hizmetleri yaptıkça ne kadar doğru olduğunu anladım. Memlekete 148’e yakın okul temeli attırdım. O dönemde ‘Kahramanmaraş’ta bir kere trafo yandı’ dendi, günlük 250 milyar zarar var, üretim, durdu’ dendi.  Türkiye’de trafo yoksa gelmesi zaten 1 ay falan sürüyor. O zamanlarda Enerji Bakanı Recai Bey’e gittim. O da bana ‘Bir tane jeneratör var fakat bunu da hoca (Necmettin Erbakan) istiyor, Hoca’ya arızalı deyim onu sana vereyim’ dedi. 2 gün sonra jeneratörü hemen yola çıkardık. Kahramanmaraş’ta fabrikalar tekrar iş başı yaptı. Bu hisleri yaşamak insanı tatmin ediyor. Ben orta okuldan sonra diğer ilçelerimizin tamamını görme imkanım oldu. Siyasete atılınca ise memleketimizin her yerini görerek insanlarımızla bir araya geldik. Halkın içine girmek ve Türkiye’nin gerçekleri görmekte bu düzeyde yararlı oluyor. Milli Eğitim Bakanı olduğumda, Kahramanmaraş’ın her bölgesini daha çok gezme imkânım oldu. Kahramanmaraş’ta evine elektrik çektiremeyen aileler var, köy yaşantısını, insanların hallerini görme şansımız oluyor. 40 yıl önce gittiğim okulların hallerini görünce dona kaldım. Batı’ya gittiğimizde özel spor salonları, 600 kişilik okulda 60 kişi okuyor. Bunlar Kahramanmaraş’ta yoktu. Bunları Kahramanmaraş’tan görmek çok zor, orası ayrı bir dünya.

‘MEMLEKETİN REALİTESİNİ GÖRMENİN YOLU BAŞBAKANLIK DEĞİL’

Bir kaç yıl sonra bir vatandaş geldi hiç unutmuyorum, ‘Çocuklarım için geldim, yuvaya yerleştirmek istiyorum ama Vali’den ‘yer yok’ cevabı aldığını söyledi. ‘Dışarı da işçiyim, karım beni bırakarak başkasıyla kaçmış, çocuklar köyde öksüz, yetim, aç kaldı. Beni çağırdılar çocukları işe götüremeyeceğim, yuvaya vermek istedim dolu dediler’ şeklinde adam kendini anlattı. Ben de oturtturdum bir çay getirttirdim ve çocukları teslim et götürsünler dedim. Adam ağlamaya başladı. ‘Neden ağlıyorsun’ dedim. Adam, ‘Çocuklarımı veriyorum’ dedi. Adam çıktıktan sonra akşam kokteyl var. Akşam kokteylde Genel Kurmay Başkanı falan tanıdık arkadaşlar var, biraz da durgundum, Sayın Demirel; ‘neyin var’ diye sordu. Bende ‘bir şeyim yok’ dedim. Daha sonra anlattım, bir vatandaşım geldi gündüz 3 tane çocuğunu yuvaya verdirdik, adam ağlıyordu dedim. ‘Siz şimdi burada toplanmışınız burada kahkahalar atıyorsunuz, siz ne yapmak istiyorsunuz, bu memleket çok zavallı bir memleket’ dedim. Memleketin realitesini görmenin yolu başbakanlık değil. Bir insan kendi kariyerinde en tepeye çıkmış olabilir. Bunun gibi hiç bilmediğimiz, görmediğimiz şeylere yardımcı oluyoruz. Bazen üzülüyoruz bazen de seviniyoruz ama halkın işini yapmanın rahatlığını yaşıyorsunuz.

Kahramanmaraş’ın bir ilçesinden çıktınız. Rektörlük, YÖK Kurulu Başkanlığı, ETİK kurulu başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, TBMM Başkan Vekilliği yaptınız ve Cumhurbaşkanlığına Vekalet ettiniz. Geçmişiniz başarılarla dolu bir yaşam. Tüm görevlerini alnınızın akıyla yürüttünüz. Oradan çıkacak çocuklara özgüven olarak ne söylemek istersiniz?

‘TÜRKİYE ÇALIŞKAN İNSANLAR İÇİN FIRSATLAR ÜLKESİ’

Türkiye’de insanlar kendi çalışmaları ve kendi karakterleri ile çok önemli yerlere gelmeleri mümkün. Türkiye çalışkan insanlar için fırsatlar ülkesi. Tabi ‘kader’ diye de bir şey var. Her insan aynı şansa sahip değil. Kimisi kral doğuyor, kimisi hamal doğuyor. Mücadele ile bunu belli yerlere getirmek mümkün. Türkiye’nin son zamanlardaki politikacılarından büyük bir kısmı zengin aile çocukları değil. Doğuştan avantajlı insanlarda değil. Ortaokulu bitirdiğim zaman Göksun’da elektrik bile yoktu. 15 yaşından sonra ilk defa elektriği Kayseri’de gördüm. Elinizden geleni yapıyorsunuz, size verilenlere hıyanetlik etmiyorsunuz. Namusunuzla çalışıyorsunuz ve kimseye bilerek kötülük yapmıyorsunuz. Belli yerlere de hep çağırılarak gidiyorsunuz. Kaymakamlık stajımdan sonra Ankara’da Kaymakam Vekiliyim. Gitmeden önce bir hocama rastladım, müthiş bir hukukçuydu. Babası da Demokrat Parti (DP) döneminden Adalet Bakanlarındandı. ‘Milli Eğitim de doktora için bir sınav var gidip müracaat edeceksin’ dedi. Tamam deyip geçiştireceğimi anladı arabayla götürdü, elimizden tuttu, müracaatımızı yaptık çıktık. Sınavı kazanmışım.  Bu şekilde sınavı kazanıp doktoramı yapıp akademik hayata girdim. Daha sonra vakti geldi Doçent oldum, Profesör oldum. Profesör olduğum gün daha 1 hafta görev yapmadan Rektör olarak atandım. ‘Trabzon, Kayseri ve Samsun Rektörlükleri boş hangisini istiyorsun’ dendi. Hiçbir fikrim yok ben ‘rektörlük falan istemiyorum’ diyorum. ‘Kayseri problemli, Trabzon uzak, Samsun iyi seni Samsun’a Rektör olarak atıyoruz’ dendi ve daha tıraşım yarım, hanıma ‘Samsun’a gidiyoruz’ dedim. Samsun’da Rektörlük yaptığım dönemde Köksal Toptan Milli Eğitim Bakanı Vali Beyle onu karşımaya gidiyoruz, tam o sırada elime bir telefon numarası tutuşturdular ve bu numarayı acilen aramamı söylediler. O dönemde nerde cep telefonu, yol güzergahında bir benzin istasyonuna giderek o numarayı aradım. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal çıktı, ‘Yarın Doğramacı (Dönemin YÖK Başkanı İhsan Doğramacı) istifa ediyor, seni YÖK Başkanı yapıyorum, karın bile duymayacak’ dedi. Geldim eve hanıma, ‘Samsun’dan gidiyoruz ama sen duymuyorsun o kadarından haberin olsun’ dedim. Samsunda rektör olarak ilk dönemimi tamamlamıştım ve ikinci dönem için ise seçimlere tam bir hafta vardı. Karşımda ise saygıdan hiç kimse aday olmamıştı. Özal’la konuştuktan sonra yardımcılığımı yapan arkadaşımı gece eve çağırarak hemen rektörlüğe aday olmasını istedim. Diğer gün saat 17’de Naci adaylığını ilan etti. Kimisi Mehmet Sağlam elçi falan oluyor gibisinden konuşmalar oluyor saat 7’de Mehmet Sağlam YÖK Başkanı oluyor haberi duyuldu.  Tüm Profesörler sabahleyin odamdaydı. YÖK Başkanlığına atanmam böyle oldu.

‘5’İNCİ DÖNEM OLARAK MECLİSTE BULUNAN ÇOK NADİR İNSAN VAR’

Hiçbir yere ben buraya talip olacağım diye gelmedim. 5’inci dönem olarak mecliste bulunan çok nadir insan var. Benim normal olarak aday olmamam lazım. Artık gelen gençlere bırakmam lazım. Yıllarıdır beni destekleyen insanları meydan da bırakmamak için son gün bir dilekçe ile müracaat ettim. Hiç kimseye ben de müracaat ettim dememe gerek yok. Yüzde 75 kendi isteğimle adaylık müracaatı yapmama taraftarıydım. 15 yıl insanlar beni oraya göndermiş, bundan daha fazlasını istemek gerçekten egoistlik denir. Çevremin ısrarıyla adaylık müracaatında bulundum.

Siyasi yaşamınız da en neye dikkat ettiniz?

‘DEMİREL’İN TAVSİYELERİNE DİKKAT ETTİM’

Demirel’in bana bir tavsiyesi oldu. ‘Hiçbir basın haberini namusunuza ve şerefinize dokunmadığı sürece tekzip etme’ dedi. Aynı zamanda ‘Odan da hiçbir kadınla tek başına görüşme’ dedi. Bu ikisine hep dikkat etmişimdir.

Bakanlık döneminde Kahramanmaraş’a yaptığınız hizmetler gerçekten ortada, halen meyvesi yeniyor. Gittiğiniz zaman bunları görünce neler hissediyorsunuz?

‘BELDE DE LİSE OLAYINI KAHRAMANMARAŞ’A BİZ GETİRDİK’

Kahramanmaraş Büyükşehir olduktan sonra mahalle olan beldelerde gördüğümüz büyük binaların yüzde 99’u benim yaptırdığım okulların binalarıdır. Öğrenciler artık annesinin çorbasını içerek liseyi bitirebiliyor. Öğrenciler o dönemlerde ilçelerde ortaokul ve lise olmadığı için merkeze gelmek durumundaydı. 12 yaşındaki çocuk tek başına bir evde kalamaz. Karısını gönderse adam aç kalacak. Anneyi göndermese çocuk aç. Yüzde 90 kız çocukları bu durumda okumamaya mahkumdu. Kahramanmaraş’taki eğitim konusunda yaptığımız bu hamle en önemli bir hizmettir. En azından artık öğrenciler Çok Programlı Liseleri bitirecek durumdalar. Lise bittikten sonra üniversiteye gidilirse en azından kendini idare edecek yaşa geliyor. Belde de lise olayını Kahramanmaraş’a biz getirdik. O zamanlar belediye başkanları hiç yardımcı olmadı. Artık işçi almak için bile ortaokul mezunu sanat okulu mezunu istiyor.

Kahramanmaraş yerel siyasetinde neler var, AK Parti olarak değerlendirirseniz?

 ‘PEKMEZ İYİ OLURSA …… BAĞDATTAN GELİR’

İnsanların her türlü meslekte rekabet içinde olması yarar getirir, kaliteyi yükseltir. Özal’la başlayan ihracat olayında üretilen gömleklerin düğmeleri düşerdi. Bu yüzden kaliteli mal üretilmezse satış olmaz. ‘Pekmez iyi olursa sineği Bağdat’tan gelir’ derler. Tüm dünya da rekabetin böyle bir faydası var. Gelişme rekabetle inşaların yeni yeni şeyler üretmesiyle oluşur. Rekabeti düşmanlığa çevirmemek lazım. Politikada her zaman rakip olalım ama düşman olmayalım düşüncesindeydim. Geçmişte Kahramanmaraş’ta ilkel bir şekilde çok daha düşmanlıklara dönüşmüştü. Geçmişte birçok arkadaşımızın düşmanlık yüzüne babaları dedeleri öldürülmüştür. Yatağında vurulanlar, arazi bakımında öldürülenler vardı. Kahramanmaraş’ın bir şansı var bu konuda rekabette birbirini öldürecek şekilde değil. Daha seviyeli aldıkları kredileri çok rahat kullanan ve sağlıklı şeylere yatıran bir girişimci grubu ortaya çıkmıştır.

‘YENİ NESLE ÇOK İYİ EĞİTİM VERİLİYOR’

Yeni nesile çok iyi eğitim veriliyor. Bu durum Kahramanmaraş’ın kazancı. Çok iyi iş adamı grubu var. Aldığı kredileri yüzde 100 yatırıma dönüştüren bir iş adamı gurubu var.  İplik üretiminde birinci, madeni eşya da 1’nci seviyeye gelmiş insanlar var. Bu daha da geliştirileceğe benziyor. Kurumlaşmalarla Kahramanmaraş daha da gelişebilir. Bu rekabet daha da medeni bir rekabete dönüşür. İnsanlar düşman haline gelmezler. Bunun eğitime yansımaları olacak.  İş adamlarımızdan okul yaptırıp ta yaptırılan okulun Türkiye’nin en başarılı ilk 10 okulu arasına giren var. Bunlar çok büyük başarılar.

Kurumsallaşma henüz politikaya yansımış değil maalesef. Politika da hala belli ölçüler içerisinde medeni bir ülkede ileri bir demokraside olmaması gereken bazı ideolojik yaklaşımlar son zamanda eğitime de yansımaya başladı. Hala insani gelişme endeksinde 69’uncu sıradayız. İnsani gelişme endeksi, insanca yaşama demektir. Fabrikanın, para kazanmanın, teknolojik gelişmenin de yansıması insani gelişmeyle olur. Kurumsallaşmayı yaratan yeni fikirler üreten insanlar arasından çıkıyor. Gerek yerel gerekse ulusal politikayla ilgilenilmesi gerekir.

Kahramanmaraş olarak en çok oyu veriyoruz. Fakat Ankara’da bakan alamıyoruz. Milletvekilleri arasında neler oluyor?

‘MİLLİ KİMLİK BAŞKA ŞEY, İDEOLOJİK YAKLAŞIM BAŞKA ŞEY’

Bakanlık meselesi o zamanki şartlara göre oluyor. Politika da ideolojiler ön plana çıkıyorsa ehliyet ve liyakat geri plana düşüyor. Bunlar birbiriyle ters şeyler. Gençlerimize başlangıçtan itibaren en az liseyi bitirinceye kadar hiçbir ideolojik yaklaşım gerektirecek şeyler verilmemeli. Milli kimlik başka şey, ideolojik yaklaşım başka şey. Milli kimliğini tabi ki öğrenecek ama ideolojisini 18 yaşını bitirip üniversiteye gittikten sonra kendi yolunu kendi seçecek hale geldikten sonra ideolojisini seçecek. Belli ölçülerde insani gelişmeyi sağlamanın yolu da eğitimden geçiyor. Ali Babacan’ın tüm beyanatlarında, ‘Ekonomiyi şöyle böyle yaptık dedikten sonra eğitimimizi de bu düzeye çıkarmadıktan sonra kurtuluş yoktur’ diyor. Bizim en başarılı olduğumuz şey ekonomi ama bazı eksiklikler olabilir.

‘BAKANLIĞI KENDİSİNİN MALI HALİNE GETİREN VAR’

Ehliyet ve liyakat’e göre seçim yapıldığı zaman oluyor. 300-400 gurubu olan bir partinin aynı isimlerin 11-12 yıl bakan olarak kalmalı mıdır? Artık bakanlığı kendisinin malı haline getirenler var. Ekonominin başında olanlar adeta mal sahibi gibi. Hiç kimseden korkmadan kendi başına kararlar alabiliyor ve yerinden de eminler. Bu büyük bir atalet yaratıyor. Bakanlıkların seçiminde ehliyet ve liyakate dayanması gereken şeyi ortadan kaldırıyor. Mesela iyi işleyen bir başkanlık sistemiyle bu ortadan kalkabilir. Çünkü Başkanlık sisteminde bakanların milletvekilleri arasından seçilmesi gibi bir kaide yok. Bakan olan kimse her an o koltuğu kaybedip normal bir vatandaş olabilir. Şimdi bakan olmadığı takdirde milletvekilli olarak kalıyor.

AK Parti Kahramanmaraş’ta ilk üçte, oyunun karşılığını alabiliyor mu?

‘TÜRK MİLLETİNİN OYLARIYLA SEÇTİĞİ BİR ADAM MİLLETİNE KOLAY KOLAY ZARAR VERMİYOR’

1950’lerde Demokrat Parti de partinin kayıtlı üyeleri delegeleri seçiyor. Delegeler ön seçimle adayları seçiyor. Demokrasi budur. Atatürk döneminde çok partili hayata geçmeden de adayları Atatürk seçiyordu. Hiç olmazsa o seçtiği adamlar Türkiye çapında kendi alanlarında en kabiliyetli adamlardır. Tek adamın göstermiş olduğu seçilecek olan bir şeyden hiçbir zaman ehliyet ve liyakat bekleyemezsiniz. Bu gelenek bazı partilerimiz de halen sürüyor ama bu şekilde devam etmiyor. Gerçek bir demokraside politikayla ilgilenenler arasında hiç olmazsa halkın istediklerini seçebilmek çok önemli. Çünkü halk kolay kolay yanılmıyor. Ak Parti kurulmadan önceydi bir öğrencime 1950 seçimlerinden sonra partilerin oy durumu ve neden oy verilmesi gerektiği konusunda bir tez vermiştim. Oradan da çıkan konuca göre Rasyonel olarak bir adam nereye oy vermesi gerekiyorsa Türk milleti oraya oy veriyor. Türk milletinin gösterdiği aday, oylarıyla seçtiği adam kolay kolay milletine zarar vermiyor.

2015 Haziran Genel Seçimler için liste oluştu, siz nasıl değerlendirirsiniz?

Kahramanmaraş listesi hakkında çok şey söylemek mümkün ama ben liste de olmadığım için yeni arkadaşlar ve yeni liste hakkında tarafsız bir değerlendirme yapmam mümkün değil. Tek söyleyeceğim şey adayların desteklenmesi yönünde. Fakat oturup analiz edersek söyleyecek çok şey var.

AK Parti 2002’de eski Türkiye yeni Türkiye nasıl gözlemlediniz. Eski Türkiye denildiğinde de yeni Türkiye denildiğinde de görev yaptınız. Siyaset anlamında aradaki fark nedir?

Bunlar politik sloganlar. Türkiye’de iktidara gelen herkes Türkiye’nin iyiliği için elinden geleni yapmıştır. Fakat bazıları yapmıştır, bazıları ise yapamamıştır, bunda da dünya konjonktürlerinin rolü vardır. O zamanki olayların rolü vardır. Olayları kendi yılında, kendi şartları içerisinde değerlendirmek lazım. Önceki zamanlarda o günün şartları dikkate alarak ve bilimsel olarak değerlendirme yapıldığında, o zamanki yöneticilerinde akıllarını erdiği ellerindeki verilere göre en iyisini yapmaya çalıştıklarına inanıyorum. Bir ülkeyi yöneten insanlar başarısız olmak için adım atmazlar. Mevcut şartlar içerisinde en iyisini yapmaya çalışırlar. En iyisini yapmak onların menfaatinedir. Göz göre göre kimse bilerek yanlış yapmaz. Olayların değerlendirilmesindeki yanlışlar, kendilerine ulaştırılan bilgiler, bölge şartları bazı dönemlerde şanssızlık yaşatabilir. Hepsi temelde Türkiye için en iyisi neyse onun için çalışmışlardır. Başarısız olanlar varsa bunlarda kendi hatalarında dolayı olabilir ama bilerek değildir. Mevcut şartlar içerisinde doğruluğuna inandığı için onu yapmıştır. Onun için ‘eski Türkiye yeni Türkiye, bizden önceler şöyleydi, bizimle milat başlıyor’ söylemlerini benimsemiyorum. Onlar vatandaşlara hitaben söylenen sözlerdir.

Mehmet Sağlan bundan sonra ne yapacak?

Mehmet Sağlam bundan sonra emekliliğin tadını çıkarır. Türkiye’de akademik hayatta bile emeklilik yaşı 67. Elimizden geldiği kadar bir şey yapmaya çalıştık. Bende her insan gibi emekliliğin tadını çıkaracağım. Bazı şeyler yazacağım ömrüm vefa ederse. Bunun içinde tamamen bulunduğum yerlerden ayrılmam gerekiyordu. Çünkü dosdoğrusunu yazmam lazım tüm hayatımda yaptığım gibi. Şu veya bu ideolojinin şu veya bu partinin engelinden veya korkusundan dolayı değil gerçekten bu milletin ilerdeki gençlerine ibret alınması gereken doğruları yazacağım şeyler olacaktır.

 

 

 

 

 

 

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet

BÜYÜKŞEHİR’DEN ÇOCUKLARA ŞENLİK

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle çocuklara yönelik etkinlik düzenliyor.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından 24-26 Nisan 2015 tarihleri arasında üç gün sürecek etkinliklerde çocuklar gönüllerince eğlenecek.

Osman Sayın Spor Salonu ve Hanefi Mahçiçek Stadyumu yanındaki lunaparkta üç sürecek etkinlikler 6-15 yaş grubu çocuklara yönelik ve tamamen ücretsiz olacak.

Osman Sayın Spor Salonu’nda şişme oyuncaklarla palyaço, Sumo Güreşi, Gladyatör, Dev Oyun Parkı, Büyük Oyun Parkları, Tırmanma Duvarı, Canlı Langırt, Elastik Basketbol ve Top Havuzu gibi etkinliklerin yanı sıra lunaparkta da ücretsiz olarak çocuklar ücretsiz olarak eğlenecek.

24 Nisan 2015 Cuma günü başlayıp 26 Nisan 2015 Pazar günü sona erecek olan etkinlikler üç gün boyunca 10.00-18.00 saatleri arasında geçerli olacak.

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Siyaset

BADMİNTON ŞAMPİYONU DENİZ BİTMİŞ ORTAOKULU

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Okul Sporları 2015 yılı faaliyet programında yer alan Okullar arası Badminton Şampiyonasında Deniz Bitmiş Ortaokulu il şampiyonu oldu.

Küçük Kızlar ve Küçük Erkekler kategorilerinde yapılan müsabakalarda Deniz Bitmiş Ortaokulu Küçük Erkekler kategorisinde Badminton il şampiyonu olarak kupayı kazandı.

6-15 Nisan 2015 tarihleri arasında Gençlik Merkezi Spor Salonu’nda oynanan müsabakalarda Deniz Bitmiş Ortaokulu birinci, Afşin Atatürk Ortaokulu ikinci, Kürtül Ortaokulu üçüncü, Beylerbeyi Ortaokulu da dördüncü oldu.

İl birincisi olan Deniz Bitmiş Ortaokulu önümüzdeki günlerde oynanacak bölge şampiyonasında ilimizi temsil edecek.

Deniz Bitmiş Ortaokulu Beden Eğitimi Öğretmeni Ali Uzun, badminton sporunun ilimizde henüz yeni bir spor dalı olduğunu ifade ederek, bu sporun gelişimi adına okul olarak takım kurduklarını ve bu sporun yayılması için gayret ettiklerini söyledi.

Beden Eğitim Öğretmeni Ali Uzun, aynı zamanda il şampiyonu olarak kupayı kazanan öğrencilerini de tebrik ettiğini ifade ederek başarılarının devamını diledi.

Kategoriler
Eğitim Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet

MİNİK İTFAİYECİ’LER İŞ BAŞINDA

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi itfaiyesinin bu seferki misafirleri minik öğrenciler oldu.

Miniklerin ziyaretine ilişkin İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada: “ Rehber öğretmenleri eşliğinde, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığımızı ziyarete gelen Sevim Şirikçi Anaokulu öğrencilerine itfaiye kıyafetleri giydirilip, itfaiye binası gezdirildi.  Konferans salonunda, itfaiye eğitmenleri tarafından 4-8 yaş grubuna yönelik yangın güvenlik eğitimi ile ilgili sunum yapıldı. İtfaiyeci çizgi filmi izletildi. Miniklere, ev ve okullarında yanıcı maddeler konusunda ve yangın anında nasıl davranmaları gerektiği hakkında bilgiler verildi.

Oldukça heyecanlı ve meraklı olan minik itfaiyeciler, garajda arazözleri ve araç-gereçlerini tanıdılar. İtfaiyeci ağabeyleri ile hatıra resmi çektiren minikler, yaklaşık 1,5 saat süren ziyaretlerinin ardından okullarına döndüler” denilerek bilgi verildi.

IMG_0024 IMG_0005

Kategoriler
Dünya Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Siyaset

Soykırım Yapmadık “VATAN” Savunduk!

Vatan partisi Kahramanmaraş il başkanlığı tarafından özel idaresi iş merkezi önünde, ermeni soykırımı iddiası ile ilgili basın açıklaması yapıldı.

 

Onların Yalanlarını Çöplüğüne Atıyoruz

 

Avrupa Parlamentosu ve Vatikan Türk milletine karşı haçlı seferi düzenliyor!  Papa Francius, ‘’20. yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere yapıldı.’’ diyor. Papanın kışkırtıcılığından 3 gün sonra Avrupa Parlamentosu, Türk Milleti’ni soykırımcılıkla suçlayan tasarıyı kabul etti. Bu bir düşmanlık ilanıdır! Emperyalist Avrupa’nın, bu yalanını çiğniyor ve tarihin çöplüğüne atıyoruz. Diyen Vatan partisi il başkanı Bekir Bekar; “ 1. Dünya Savaşı’nda Türkiye’mize karşı savaş koşullarında emperyalist propaganda merkezlerinde uydurulan yalanlar, çöplükten çıkarılıp yeniden dayatılmaktadır. Bu yalanların esas merkezi Amerikan emperyalizmidir.  Amaçları vatanımızı bölmek ve ABD’nin ‘’ Büyük Kürdistan ’’ını yani İkinci İsrail’i kurmaktır.” Dedi.

 

Ermeni Soykırımı Tarihsel Bir Yalandır

 

Ermeni soykırımının Uluslararası bir yalan olduğuna değinen Bekar, konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Avrupa Parlamentosunun almış olduğu bu kararı yırtıyor ve tarihin çöplüğüne atıyoruz. Lozan’da, Berlin’de, Paris’te ve bütün Avrupa’da ilan ettiğimiz gerçeği bir kez daha emperyalist Avrupa’nın yüzüne çarpıyoruz! “Ermeni soykırımı Emperyalist bir yalandır!” , “Ermeni soykırımı Uluslararası bir yalandır!” “Ermeni soykırımı Tarihsel bir yalandır!”, Soykırım yapmadık VATAN savunduk! Soykırım arayan vahşi emperyalistler Bosna’ya, Hocalıya, Cezayir’e Libya’ya, Ruanda’ya, Labonlar’a Amerikan yerlilerine baksınlar. Oralarda kendi yaptıkları Soykırımları. 1915’te Türk Milleti, soykırım yapmamış, vatan savunmuştur.  Genel Başkanımız Doğu Perinçek, İsviçre’de, Lozan’da Avrupa’nın göbeğinde ”soykırım yapmadık, vatan savunduk” dediği ve Türk Milletini savunduğu için yargılandı. İsviçre hükümeti tarafından cezalandırıldı.  Partimizin mücadelesi sonunda,  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi  “1915 olayları soykırım kapsamına girmez” diyerek haklılığımızı bir kez daha kanıtlamış oldu.  Vatan Partisi, Talat Paşa Komitesi,  daha doğrusu Türk Milleti büyük bir zafer kazandı. Buradan bir kez daha Avrupa emperyalizmine, Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine sesleniyoruz:  Türk Milleti bu yalanlara asla teslim olmayacak ve gereken cevabı verecektir. Vatan Partisi tıpkı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde “Ermeni Soykırımı ” yalanına karşı kazandığı zafer gibi bundan sonra da Amerikan emperyalizmine karşı zafer kazanacak Türkiye’yi karanlıktan kurtaracak ve aydınlık Türkiye’yi kuracaktır. Soykırım yapmadık VATAN savunduk! Gülümse Türkiye Vatan Partisi geliyor.”

DSCF1522 1 DSCF1508

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet

DİVANLI CAMİ’NDE REGAİP KANDİLİ COŞKUSU

Dulkadiroğlu Belediyesi tarafından Regaip Kandili münasebetiyle Divanlı Cami’nde vatandaşlara gül suyu, çörek ve şeker ikram edildi. Başkan Okay, Regaip Kandili’nin İslam alemine hayırlar getirmesini dileyerek vatandaşların kandilini kutladı.

Dulkadiroğlu Belediyesi Regaip Kandili nedeniyle Divanlı Cami’nde düzenlenen Mevlid-i Şerif sonrası vatandaşlara gül suyu, çörek ve şeker ikramında bulundu. Başkan Necati Okay’ın da katıldığı programda, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in Sakal-ı Şerif’i de katılımcılara dualar eşliğinde gösterildi.

Yatsı namazı sonrasında okunan duaların ardından cami avlusunda vatandaşlara, Dulkadiroğlu Belediyesi tarafından hazırlanan ikramlar dağıtılırken, Başkan Okay’da program ve geceyle ilgili düşüncelerini paylaştı.

Vatandaşların kandilini kutlayan Belediye Başkanı Necati Okay, mübarek günler ve gecelerin; Müslümanlar için kendilerini denetleme ve iç dünyaları ile hesaplaşma vesilesi olduğunu belirterek yapılan hatalardan dönülmesi için iyi bir fırsat olduğunu söyledi.

Kandillerin İslam alemi için büyük önem arz ettiğini vurgulayan Başkan Okay, Regaip Kandilini büyük bir manevi coşku içerisinde karşıladıklarını ve bu günde kalplerin yumuşayıp, insanların biraz daha mana âlemine yöneldiğini ifade ederek tüm İslam aleminin kandilinin mübarek olmasını diledi.

Kategoriler
Eğitim Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Siyaset

Dulkadiroğlu direksiyon sınav alanı neden yok?

Vatandaşlar sınava geç katılmaktan şikâyetçi.

Dulkadiroğlu direksiyon sınav alanı neden yok?

Dulkadiroğlu’nun direksiyon sınavı oniki şubat ilçesinde yapılmasından dolayı ilçenin direksiyon sınavının geç yapılmasına neden oluyor.

Bu anlamda kursiyerler Dulkarioğlu direksiyon sınavlarının ilçe sınırlarında ne zaman yapılacağını ise merak ediliyor.

Eğer Dulkadiroğlu’nda direksiyon sınav alanı tertipli olsaydı 11, 12, 18 ve 19 Nisan da Dulkadiroğlu ilçesinde yapılabilirdi.

Bu konu, kurum olarak Dulkadiroğlu Belediyesi’nimi yoksa Dulkadiroğlu Milli Eğitim Müdürlüğü’nümü ilgilendiriyor.

Vatandaşlar yetkililerin bir an önce bu soruna el atmasını istiyor.

egitim-pisti5 Trafik-kazaları-ve-alınacak-önlemler trafik-kurallari-trafik-ceza-trafik

 

 

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Siyaset

Polis Bunu Yaparsa Vatandaş Ne Yapsın?

Engellilerin hayatını zorlaştıran kaldırım işgallerini sıkça rastladığımız Kahramanmaraş sokaklarında bu sefer kaldırım işgali yapan araç, kaldırım işgallerini önlemesi ve kuralları uygulaması gereken polis aracı oldu. Hem de ek hizmet binasının tam önünde.

 

Kahramanmaraş’ta kaldırım işgallerine sıkça rastlamak mümkündür. Bu bazen bir işyerinin kaldırımda teşhir ettiği ürünle olur, bazen bir lokanta veya kafe’nin kaldırıma attığı masalarla olur. Başta engelli olmak üzere yayaların hayatını epey zorlaştıran ve kanunen yasak olan bu durumla her an karşılaşma imkanınız ne yazık ki şehrimizde mümkün olabiliyor.  Ancak en fazla kaldırım işgali yapanlar araçlar oluyor. Şehirde birçok araç sahibi aracını otopark veya uygun bir yer yerine evinin ya da işyerinin hemen önündeki kaldırımlara ve kaldırımların başlangıcında bulunan engelli rampalarının önüne park edebiliyor. Başta engelli ve yayaların hayatını ciddi anlamda zorlaştıran bu durumun yasak olmasına rağmen ihlaller devam ediyor.  Kaldırım ihlali yapan araçlar özel ve ticari olduğu kadar kamu kurumlarına ait resmi araçlarda olabiliyor.  Bu sefer ise bir polis aracı kaldırıma park ederek yasayı çiğniyor. Kahramanmaraş büyükşehir binasında emniyet müdürlüğü tarafından ek hizmet binası olarak kullanan yerin tam önündeki kaldırıma polis arabası park ederek asıl kaldırımların sahibi olan yayaların ve engellilerin kullanmasına engel olunca vatandaşta çareyi yolda yürümekte buluyor.  Bu durumu görenler ise; “Yasayı uygulaması gereken ve kaldırım işgallerini önlemesi gereken polis, hem de ek hizmet binasının önünde bunu yaparsa sade vatandaşa kim ne diyecek?”

DSC_0918 DSC_0922 DSC_0923