Fetö, Yazıcıoğlu’nun Ölüm Olayını Erdoğan ve MİT’e Yıkmaya Çalışmış
Büyük Birlik Partisi lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne dair takipsizlik kararı verilen davada dikkat çeken bir ayrıntı ortaya çıktı.
Büyük Birlik Partisi lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne dair takipsizlik kararı verilen davada dikkat çeken bir ayrıntı ortaya çıktı. Kararda yer alan iddiaya göre, FETÖ, Yazıcıoğlu’nun ölüm olayının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT tarafından yaptırıldığına dair bir tanığa ifade verdirmeye çalışmış.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili takipsizlik kararı verilen soruşturmaya da FETÖ gölgesi düştü. Kahramanmaraş’ta 25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen ve yanındaki beş kişiyle birlikte Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını soruşturanKahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı geçtiğimiz günlerde takipsizlik kararı vermişti. 20 Haziran 2016 tarihli takipsizlik kararında ilginç bir iddiaya da yer verildi.Kahramanmaraş cumhuriyet savcıları Mevlüt Kısık ve Necati Kazak imzasını taşıyan takipsizlik kararında, FETÖ’nün kazayı dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT’in üzerine yıkmak için girişimde bulunduğu ileri sürülüyor.
ERDOĞAN VE MİT ALEYHİNDE İFADE VERMEM İSTENDİ
Takipsizlik kararı metninde, “Erol Ölmez’in olayın meydana gelmesinden hemen sonra yazmış olduğu dilekçe içerikleri ve beyanlarını zaman içerisinde değiştirerek 24/3/2014 tarihli dilekçesinde ise Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülmesi ile ilgili T.C. Başbakanına veMİT Müsteşarına haksız iftiralar yapıldığını, komplo ve tezgah kurulduğunu, bunu yapan paralel yapı ile mücadele ettiğini, kendisini itibarsızlaştırıp hapse attıklarını, bu olayla ilgiliMuhsin Yazıcıoğlu suikastını T.C. Başbakanı ve MİT Müsteşarı’nın yaptırdığını söylemesi için ifade vermeyi, ifadesini basına vermesi karşılığında rahat hayat sürmeyi teklif ettiklerini ancak kendisinin kabul etmediğini bildirdiği…” şeklinde iddialar yer alıyor.
Erol Ölmez, daha önceki iddiasında Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldürülmesi için 2007 yılı sonlarında ‘Çerkez Ali’ kod isimli kişiye 10 milyon dolar para teklif edildiğini, 2008 yılında yapılacak suikastın, Ergenekon soruşturması başlayınca 2009 yılında yapılmak durumunda kalındığını, helikopterin devlet içerisinde yetkili ve etkili kişiler tarafından düşürüldüğünü ileri sürmüştü.