Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Sağlık

1.5 Yaşındaki Hüseyin’in Tarihi Geçmiş İğneden Öldüğü İddiası

Kahramanmaraş’ta 1.5 yaşındaki Hüseyin Durdu, soğuk algınlığı şikayetiyle götürüldüğüNecip Fazıl Şehir Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Ailesi, küçük Hüseyin’in son kullanım tarihi geçmiş iğneden öldüğünü iddia etti. Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yöneticisi Uzman DoktorŞemi Atilla ise tarihi geçmiş iğne kullanımının söz konusu olmadığını söyledi.

Merkez Dulkadiroğlu İlçesi’nin Divanlı Mahallesi’nde oturan 2 çocuk annesi 35 yaşındaki Güllü Durdu, hastalanan küçük oğlu Hüseyin’i 19 Ocak’ta Necip Fazıl Şehir Hastanesi KadınDoğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Servisi’ne götürdü. Acil serviste muayene edilen Hüseyin’e bronşit teşhisi konuldu ve hastaneye yatırıldı. Ailesinin iddiasına göre Hüseyin’in koluna takılan seruma hemşireler tarafından 3 farklı ve tarihi geçmiş ilaç enjekte edildi. İlaçların ardından komaya giren, kalbi durup yeniden çalıştırılan Hüseyin, Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sevk edildi. Burada yaşama döndürülemeyen Hüseyin Durdu’nun cenazesi, ailesi tarafından alınıp gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Anne Güllü Durdu, ilaçların oğlunun koluna enjekte edildikten 3 dakika sonra Hüseyin’in fenalaştığını öne sürerek, oğlunun ihmale kurban gittiğini savundu. Güllü Durdu, oğlunun ölümüne neden olanların peşini hukuken bırakmayacağını ifade ederek şunları söyledi:

“Soğuk algınlığı, grip olduğunu düşündüm ve 2 gün evde ilaçlarıyla tedavi ettim, ayaktaydı. Pazartesi günü oynuyordu, bacak ağrısı, kol ağrısı gibi gripten kaynaklanan ağrıları vardı. Ben de hastaneye gidelim iğne yaptıralım diye düşünüp ambulans çağırdım. Ambulans doktorunun bana dediği, ‘Hastaneye bile gitmesine gerek yok, çocuğun ciğerlerinde hafif iltihap var. Bronşit olmuş. Burada buhar verelim ondan sonra rahatlar, götürmeyelim’ dedi. Ben de ‘Buhar makinem var zaten fayda etmiyor, iğne vurdurup serum takalım’ dedim. Benim isteğim üzerine Kadın Doğum Hastanesi acile gittik, oraya kadar çocukla ambulansta oynadık, konuştuk, yine hemşireler serumu takarken hiçbir şeyi yoktu. Oradadoktor yine çocuğun bronşit olduğunu, benim isteğimle 2 gün yatırıp yatırmayacağımı sordu, yoksa gerek olmadığını söylediler. Ben de ‘Tamam yatıralım, iyi olacaksa 2 gün serum alsın’ dedim. Yukarı servise gönderdiler, serviste 2  hemşire biz zaten girer girmez insanlara insan gibi davranmıyorlardı, bağırıp, çağırıyorlardı, biri geldiğinde onu kovuyorlardı. Bana ‘Sen niye geldin’ dedi, ben de ‘Yatış var’ dedim. Bana, ‘Yine yatış var, sanki yatak mı var ki alalım?’ dedi. Ben de ‘Aşağıdan doktor gönderdi beni, ne yapabilirim?’ dedim. Beni muayene odasına aldı, bir seruma 3 tane iğne kattı, çocukta hiçbir şey yoktu, iğnenin katılmasıyla çocuğun fenalaşması 3 dakika sürdü, 3 dakikada aldılar bana ‘Hastanız eks’ dediler. 20 dakika sonra kalbinin durduğunu, sonra çalıştığını, beynin oksijensiz kaldığını, mide kanaması geçirdiğini söylediler, orada bin tane hastalık çıkarttılar. Beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. 2 gün orada kaldı, sonra Tıp Fakültesi’ne sevk ettiler, bir gecede orada yattı, sonra ölüsünü verdiler. Bizi azarlıyorlar, insan muamelesi yapmıyorlar bize ve sonuna ben çocuğumun hakkını arayacağım, sonuna kadar.”

Güllü Durdu, ilgili yerlere şikayette bulunacağını sözlerine ekledi.

Küçük Hüseyin’in teyzesi İlkay Adlamış ise hemşirelerin kendi arasında konuşurken ilaçların tarihinin geçtiğini fark ettiklerini ve tüm yaşananlara şahit olduğu iddiasında bulunarak şöyle dedi:

“İçeriye girdim, çocuğun her yerinde hortumlar falan makineye bağlanmış, ‘Ne oldu benim yavruma?’ dedim. ‘Yok bir şey panik yapma, seni aldıysak bizi pişman etme’ dedi. Sonra 2 hemşire ilgilendi bizimle, dedi ki ‘Bezini değiştireceğiz.’ ‘Ben değiştiririm’ dedim, ‘Hayır sen dokunmayacaksın. Sadece bezini alacaksın ve altına koyacaksın’ dedi. Bezi açtığımda sadece kan doluydu, ‘Bu yavruya ne olmuş?’ dedim. ‘Yok, bir şey, mide kanaması geçiriyor’ dedi. Sonra yanına oturmamı istediler, ‘Hüseyin ben geldim yavrum’ dedim, öyle deyince çocuğun yanaklarından yaşlar süzüldü. Diğer hemşire getirdi bir tane iğne, kafada bir tane hortum takılıydı onun olduğu seruma enjekte yaptı. O arada, ‘Allah’tan açmışım dolabı, bütün ilaçların tarihi geçmiş’ dedi. Bir ilaç ismi söyledi, özellikle onun bir yıl olmuş, ‘Biri gelip araştırsaydı, sorsaydı biz ne cevap verecektik’ dedi. O zamana kadar beni fark etmiyor tabi, ‘Bu çocuk ne olacak şimdi, ne diyeceğiz bu çocuğun sahibine?’ dedi. Öyle deyince karşıdaki dudağını ısırdı, beni gösterdi ve ‘Sen ne yapıyorsun ya?’ dedi.”

HASTANE YÖNETİCİSİ: SÖZ KONUSU DEĞİL

Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yöneticisi Uzman Doktor Şemi Atilla ise tarihi geçmiş iğne kullanımının söz konusu olmadığını söyledi. Şemi Atilla, şu açıklamayı yaptı:

“Hasta akut bronşit ve yüksek ateş tanısıyla bizim acil servisimize geliyor. Serum, antibiyotik, ateş düşürücü veriliyor ve çocuk uzmanı görüyor ve yatırıyor. Serviste tedavisi yapılıyor orada bir şekliyle havale geçirmeye başlıyor, muhtemelen ateşten. Sonra fenalaşıyor ve yoğun bakıma alınıyor, yaklaşık bir gün kadar yoğun bakımda kalıyor sonra üniversiteye sevk ediliyor. Ailenin iddia ettiği gibi son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç kullanımıyla ilgili bir şey söz konusu değil. Çünkü genel prensip olarak ilaçların takibi söz konusudur, öyle bir şey yok. Hasta yakınları bize sanıyorum bu anlamda şikayette bulunmamış, olursa da onunla ilgili idari soruşturma da başlatırız. Ama o iddia edilen şey bizim açımızdan doğru değil, öyle bir şey biz tespit edemedik.”

AĞABEYİ İLE OYNADIĞI GÖRÜNTÜLERİ KALDI

Yaşamını yitiren Hüseyin’in, ağabeyi 6 yaşındaki Arda ile evde oynadığı son görüntüleri kaldı. Görüntülerde iki kardeş yere serilen yatakların üzerinde oynadıkları görülüyor. Ağabey Arda ise şimdi kardeşi Hüseyin’in oyuncaklarıyla yalnız başına oynayarak zaman geçiriyor. -Kahramanmaraş

Kategoriler
Eğitim Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Sağlık

İlkokul Öğrencisi Yangında Öldü

Kahramanmaraş’ta, 10 yaşındaki Ejder Buğra Şaptalı, yarıyıl tatili için gittiği anneannesinin evinde çıkan yangında hayatını kaybetti.

Alınan bilgiye göre, inşaat işçisi İsmail Şaptalı, okulların tatil olması nedeniyle eşi, çocukları ilkokul 1. sınıfı öğrencisi Esra ve 4. sınıf öğrencisi Ejder Buğra Şaptalı ile merkez Onikişubat ilçesi Çınarpınar Mahallesi’nde yaşayan kayınvalidesi HacerAkpınar’a ziyarete gitti. Anne, baba ve kızları akşam evlerine döndü, Ejder Buğra Şaptalı ise yalnız yaşayan anneannesinin yanında kaldı.

Aynı gece Akpınar’ın 2 katlı ahşap evinde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Yangını fark ederek uyanan anneanne, torununu aradı ancak yoğun dumandan dolayı bulamayınca pencereden atladı. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Evdeki yangın, yaklaşık 3 saatlik çalışmanın ardından söndürüldü. İçeriye giren itfaiye ekipleri, Şaptalı’nın cesedine ulaştı. Çocuğun cenazesi otopsi için hastaneye kaldırıldı.

Vücudunda yanıklar oluşan anneanne ise 112 Acil Servis ekiplerince Necip Fazıl Şehir Hastanesine sevk edildi.

Ali Sezai Efendi İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Şaptalı, Şeyhadil Mezarlığına defnedildi.

Çınarpınar Mahalle Muhtarı Kamil Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yangın ve sonrasında hayatını kaybeden Şaptalı için üzüldüklerini söyledi.

Alevlerin kısa sürede evi sardığını anlatan Bayrak, “Hacer Akpınar yangından yaralı olarak kurtuldu. Çocuğun evde olduğunu öğrenince ekiplerle içeriye girmek için yoğun çaba gösterdi ama olmadı. Aileye başsağlığı diliyoruz” diye konuştu. – Kahramanmaraş

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Sağlık

Soğuk Algınlığı Şikayetiyle Götürüldüğü Hastanede Hayatını Kaybetti

Kahramanmaraş Dulkadiroğlu ilçesi Divanlı Mahallesi 16014. sokakta ikamet eden Anne Güllü Durdu, 1.5 yaşındaki Hüseyin isimli oğlunun ölümüyle ilgili ihmal olduğunu iddia ederek, “Hüseyin’in ağrılarının arttığını söylemesi üzerine hastaneye götürerek hem muayene edilmesi hem de gerekli ilaçların verilmesi için ambulans çağırdım. Gelen ambulans görevlisi Hüseyin’i ilk muayenesinde ciddi bir sağlık sorunu olmadığını, bir süre buhar verildiği takdirde kendine geleceğini söyledi. Bende Hüseyin’i hastaneye götürmek istediğimi söyledim” dedi.

Oğlunun ambulansla Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binası acil servisine götürülerek müdahale edildiğini söyleyen Güllü Durdu, oğlu Hüseyin’i muayene eden acil dok torun da tehlikeli bir durum olmadığını söylediğini kaydetti. Durdu, “Oğlumun soğuk algınlığı, grip olduğunu düşündüm 2 gün evde ilaçlarıyla tedavi ettim, ayaktaydı. Oynuyordu, bacak ağrısı, kol ağrısı gibi gripten kaynaklanan ağrıları vardı. Ben de hastaneye gidelim iğne yaptıralım diye ambulans çağırdım. Ambulans doktorunun bana dediği, hastaneye bile gitmesine gerek yok, çocuğun ciğerlerinde hafif iltihap olduğunu, bronşit olduğunu, burada buhar verelim ondan sonra rahatlar götürmeyelim dedi. Ben de buhar makinem var zaten fayda etmiyor, iğne vurdurup serum takalım dedim. Benim isteğim üzerine kadın doğum hastanesi acile gittik, oraya kadar çocukla ambulansta oynadık, konuştuk, yine hemşireler serumu takarken hiçbir şeyi yoktu. Orada doktor yine çocuğun bronşit olduğunu, benim isteğimle 2 gün yatırıp yatırmayacağı mı sordu, yoksa gerek yok dediler. Ben de tamam yatıralım, iyi olacaksa 2 gün serum alsın dedim” diye konuştu.

Hastanede tedavi altına alınan oğlunun iğne yapılmasıyla 3 dakikada durumunun ağırlaştığını iddia eden anne Güllü Durdu, “Yukarı servise gönderdiler, serviste 2 hemşire biz zaten girer girmez, bana ‘sen niye geldin’ dedi, ben de yatış var dedim. Bana, ‘yine yatış var, sanki yatak mı var ki alalım’ dedi. Ben de aşağıda doktor gönderdi beni, ne yapabilirim dedim. Beni muayene odasına aldı, bir seruma 3 tane iğne kattı. O zamana kadar çocukta hiçbir şey yoktu. İğnenin katılmasıyla çocuğun fenalaşması 3 dakika sürdü. 3 dakika sonra bana ‘eks oldu hastanız’ dediler. 20 dakika sonra kalbinin durduğunu, 20 dakika sonra çalıştığını, beynin oksijensiz kaldığını, mide kanamasını geçirdiğini yani her şey orada bin tane hastalık çıkarttılar. Zaten 20 dakika sonra da beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. 2 gün orada kaldı sonra da tıp fakültesine sevk ettiler. Bir gecede orada yattı sonra ölüsünü verdiler” diye konuştu.

Yetkililere seslenen ve sonuna kadar çocuğunun hakkını arayacağını ifade eden Anne Güllü Durdu, “Ablam Sağlık Bakanlığı’nı aradı, her şeyi yapacağım bu bizim ikinci cenazemiz, biri de 14 yaşında, bir gün önce teyzemin torunu öldü ve yanlış tedaviden ciğerini patlattılar. İkinci dün daha onun cenazesi kalkmadan benim oğlumun cenazesi geldi. Yapıyorlarsa yaSağlık Bakanlığı yapsın bir şey, neden vatandaşların canını yakıyorlar, o çocuklar nasıl meydana geliyor, anneyi babayı hiç düşündükleri yok mu? Kendileri anne baba değil mi? Ve biz orada soru soramıyoruz, hiçbir sağlık ekibine soru soramıyoruz. Bizi azarlıyorlar, insan muamelesi yapmıyorlar bize ve sonuna ben çocuğumun hakkını arayacağım, sonuna kadar” dedi.

Hüseyin Durdu’nun teyzesi İlkay Atlamış ise, kardeşinin kendisini çağırmasıyla hastaneye geldiğini belirterek, “İçeriye girdim, çocuğun her yerinde hortumlar falan makineye bağlanmış, ne oldu benim yavruma dedim. ‘Yok bir şey panik yapma, seni aldıysak bizi pişman etme’ dediler. Sonra 2 tane hemşire ilgilendi bizimle, dedi ki bezini değiştireceğiz. Ben değiştiririm dedim, ‘hayır sen dokunmayacaksın sadece bezini alacaksın ve altına koyacaksın’ dediler. Bezi açtığımda sadece kan doluydu, bu yavruya ne olmuş dedim. ‘Yok, bir şey, mide kanaması geçiriyor’ denildi. O sırada diğer hemşire getirdi bir tane iğne, kafada bir tane hortum takılıydı onun olduğu seruma enjekte etti. O arada, ‘Allah’tan açmışım dolabı, bütün ilaçların tarihi geçmiş’ dediler. Bir ilaç ismi söyledi, özellikle onun bir yıl olmuş, ‘biri gelip araştırsaydı, sorsaydı biz ne cevap verecektik’ dediler. O zamana kadar beni fark etmiyor tabi, ‘bu çocuk ne olacak şimdi, ne diyeceğiz bu çocuğun sahibine’ dediler. Öyle deyince karşıdaki dudağını ısırarak beni gösterdi, sen ne yapıyorsun dedi. İçimiz yanıyor, ne olur yalvarıyorum, gereken yerler de duysun, yetkililer de duysun, artık bu hastanelere bir şeyler yapın, ne gerekiyorsa onu yapın. Biz 3 gün içinde 2 tane yeğenimizi toprağa verdik, 14 ve 1,5 yaşında, ikisi de yanlış tedavi, yanlış ilaç yüzünden. Lütfen yalvarıyorum artık” dedi

“TARİHİ GEÇMİŞ İLAÇ KULLANIMI SÖZ KONUSU DEĞİL”

Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Şemi Atilla, konu hakkında yaptığı açıklamada; söz konusu iğnelerin tarihinin geçmiş olması gibi bir durumun mümkün olamayacağını söyledi.

Aile tarafından kurumlarına gerekli başvurunun yapılması halinde yasal işlemin başlatılacağını kaydeden Başhekim Şemi Atilla, “Hasta akut bronşit ve yüksek ateş tanısıyla bizim acil servisimize geliyor. Serum, antibiyotik, ateş düşürücü veriliyor ve çocuk uzmanı görüyor ve yatırıyor. Serviste tedavisi yapılıyor orada bir şekliyle havale geçirmeye başlıyor, muhtemelen ateşten. Sonra fenalaşıyor ve yoğun bakıma alınıyor, yaklaşık 1 gün kadar yoğun bakımda kalıyor sonra üniversiteye sevk ediliyor. Ailenin iddia ettiği gibi son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç kullanımıyla ilgili bir şey söz konusu değil. Çünkü genel prensip olarak ilaçların takibi söz konusudur, öyle bir şey yok. Hasta yakınları bize sanıyorum bu anlamda şikayette bulunmamış. olursa da onunla ilgili idari soruşturma da başlatırız. Ama o iddia edilen şey bizim açımızdan doğru değil, öyle bir şey biz tespit edemedik” ifadelerine yer verdi.

Kategoriler
Genel İlçe Haberleri Manşet Mini Manşet Sağlık

Otomobiller Çarpıştı 1 Yaralı

Kahramanmaraş’ta otomobiller çarpıştı: 1 yaralı Elbistan ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir kişi yaralandı. Kırmızı ışık ihlali sonucu meydana geldiği iddia edilen kaza, güvenlik kameralarınca kaydedildi.Orhangazi Mahallesi Adnan Menderes Bulvarı Alagözler kavşağında Oğuzhan Y. (25) idaresindeki 46 U 1438 plakalı otomobil ile Tekin Sevim (43) yönetimindeki 42 S 8330 plakalı otomobil çarpıştı.Yaralanan Oğuzhan Y. 112 Acil Servisekiplerince ayakta tedavi edildi. Kaza anı güvenlik kameralarınca kaydedildi. Kazanın Oğuzhan Y’nin kırmızı ışık ihlali yapması sonucu meydana geldiği iddia edildi.