DOLAR 32,3160 % 0.19
EURO 35,1570 % 0.05
GRAM ALTIN 2.282,79 % 0,23
ÇEYREK A. 3.732,37 % 0,23
BITCOIN 2.284.747 1.007
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Deniz Sigorta Kahramanmaraş
Google News

Aycan: Evlerin, Camilerin Altı Bile Silah Deposu Haline Gelmiş

Son Güncelleme :

16 Eylül 2015 - 7:46

/ kez okundu.
Aycan: Evlerin, Camilerin Altı Bile Silah Deposu Haline Gelmiş
Deniz Sigorta Kahramanmaraş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Prof.Dr. Sefer Aycan, çözüm süreci ile PKK’nın daha da silahlandığını, kuvvetlendiğini ve şehre indiğini söyledi. PKK’nın artık dağda olmadığını, şehre indiğini belirten Aycan, “Şehre inen PKK şehirde ilçelere hakim olmuştur. Oralarda özerklik ilan etmeye başlamıştır. Bugün ilçelerimizde sokağa çıkma yasakları ilan edilmekte. Bu duruma bir günde mi geldik? Nasıl oldu? Biz neredeydiniz? O bombalar oraya gömülürken neredeydiniz? Yollar kesilirken, kimlik sorulurken neredeydiniz? Valiler olayı görmezden geldi veya müdahale ettirmedi. Askeri birliklerimiz göreve davet etmedi. Şu an ilçelerimizde evlerin altı silah deposu, camilerin altı bile silah deposu haline gelmiş. Görüyorsunuz Cizre’de toplam 9 gün oldu hala Cizre’deki silahlar toplanamadı.” diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Prof.Dr. Sefer Aycan, TürkiyeBüyük Millet Meclisi’nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MHP’nin çözüm sürecinde sorumluluğu olan kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu belirten Aycan, “Cumhuriyet Savcısı aslında cumhuriyetin tehlikeye girdiği anda direkt devreye giren kişidir. Hiçbir memurun başında cumhuriyet ifadesi yoktur. Mesela düz bir savcı değil cumhuriyet savcısıdır. Cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevlidir. Kendisi cumhuriyeti tehdit eden bir durum olduğunda otomatikman devreye girmesi gerekirdi.” dedi.

MHP olarak çözüm süreci kapsamında sorumlulukları olan kişilerle ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Aycan, şunları kaydetti: “Bekliyoruz. Savcılarımızın, cumhuriyetimizin gerçekten savcıları ise bu çözüm sürecinde sorumluluğu olan kişiler hakkında yasal işlem yapmalarını bekliyoruz. Dün özellikle Başbakanlığa ve İçişleri Bakanlığı’na bir soru önergesi de verdim. Bu konuda ne yaptıklarını soran bir önerge verdim. Iğdır Vali Yardımcısı, ‘Burada istihbarat zaafı vardır’ diyor. Bu konuda da ‘ne düşündüklerini’ sorduk. Baştan beri AKP’nin politikalarında yanlışlık var. İşledikleri suç, sadece bu değil. Baştan beri suç işleniyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan’ken sürekli Türkiye’nin 36 etnik unsurdan meydana geldiğini söylüyordu. Biz MHP olarak yıllardır bin yıllık kardeşlikten bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter bir devlet olduğunu tek millet, tek bayrak, tek vatandan meydana geldiğini söylüyoruz. Fakat Recep Tayyip Erdoğan her ağzını açtığında Türkiye’de 36 etnik yapı olduğunu söylüyor ama etnik yapıların ne olduğunu da bilmiyor, sayamıyor ama biz Atatürk ün tanımladığı şekildeTürkiye Cumhuriyeti’nin tek bir millet olduğunu söylüyoruz.”

O BOMBALAR ORAYA GÖMÜLÜRKEN NEREDEYDİNİZ

Atatürk’ün ‘Türkiye’yi kuran halkın adı Türk milletidir’ dediğini ifade eden Aycan, şöyle konuştu: “Bu Türk milleti kavramı altında hepimiz bir kardeşlik söylemi içerisindeyiz. MHPbu konudaki en istikrarlı partidir. AKP ise 13 yıllık yönetimi sürecinde sürekli bu konuda tutarsız davranış sergilemiştir. Aslında cumhuriyetin birliğinden yana olması gerekenRecep Tayyip Erdoğan 36 etnik yapıdan bahsederek bölücülük yapmakta, mezhepçilik yapmakta ve etnisite üzerinden siyaset yapmakta, bu da Anayasa’ya aykırıdır. Üniter devlet anlayışına aykırıdır, milli birliğe aykırıdır, bölücülüktür. Diyarbakır’a gidip ‘Kürt halkını tanıyorum’ diyeceksiniz başka yere gidip ‘bunu tanımıyorum’ diyeceksiniz. Çözüm süreci ile ilgili de tutarsız davranışları olmuştur Recep Tayyip Erdoğan’ın. Önce inkar etmiş, sonra çözüm sürecinin iyi bir şey olduğunu söylemiştir. Buna karşı duran tek parti olan MHP’yi de suçlamıştır. Bugün gelinen noktada artık itiraflar var karşımızda. HemRecep Tayyip Erdoğan hem Başbakan hem Bülent Arınç çözüm süreci konusunda MHP’nin söylediklerinin doğru olduğunu ifade etmiştir. Zaten doğru olduğunu biliyorduk. Bu konuda da 7 Haziran seçimleri sırasında da, onun öncesinde de, şimdi de aynı şeyleri söylüyoruz. Çözüm süreci ile PKK daha da silahlanmış, kuvvetlenmiş ve şehre inmiştir. Artık dağda değildir PKK. Şehre inen PKK şehirde ilçelere hakim olmuştur. Oralarda özerklik ilan etmeye başlamıştır. Bugün ilçelerimizde sokağa çıkma yasakları ilan edilmekte. Bu duruma bir günde mi geldik? Nasıl oldu? Siz neredeydiniz? O bombalar oraya gömülürken neredeydiniz? Yollar kesilirken, kimlik sorulurken neredeydiniz? Valiler olayı görmezden geldi veya müdahale ettirmedi. Askeri birliklerimiz göreve davet etmedi. Şu an ilçelerimizde evlerin altı silah deposu, camilerin altı bile silah deposu haline gelmiş. Görüyorsunuz Cizre’de toplam 9 gün oldu hala Cizre’deki silahlar toplanamadı. Bugün HDP’li belediye başkanları çıkıp özerklik ilan eriyor ve ona karşı bir müdahale yapılamıyor. Ondan sonra çıkıp Recep Tayyip Erdoğan bu dönemde ‘PKK silahlandı’ diyor. Yani silahlandığını da kendisi saptamış oluyor. O zaman suçlu kim? Siz neredeydiniz? Siz yönetici değil miydiniz? Bu devletin Başbakan’ı kimdi, Cumhurbaşkanı kimdi, İçişleri Bakanı kimdi? Devlet siz değil miydiniz? Bunun hesabını sormak lazım.”

SIRF KARŞI KARŞIYA GELMEMEK VE TERÖR OLMASIN DİYE GÖZ YUMMA VAR BURADA

Ciddi bir yönetim zaafı olduğunu ifade eden Aycan, “En azından göz yumulmuştur. Çünkü bu olanlar göz göre göre olmuştur. Bir günde olmadı ya da dışardan gelmedi. Ülkemizde ilçelerin yönetimlerine karşı alternatif yönetimler geliştirilirken, bu tür söylemler içerisinde bulunulurken mevcut yönetimin, mevcut Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin buna müdahale etmemesi en basit en düşük ifade ile göz yummaktır. Biz de bunun sorumlusu olarak hükümet görüyoruz. Hükümetin bu konuda suçlu olduğunu ifade ediyoruz. Bununda gereğinin yapılması için cumhuriyet savcılarına başvurduk. İnşallah bunların bedeli ödenir, yaptıkları yanına kalmaz.” dedi.

Iğdır’da 13 polisin şehit olduğu yerin normal karayolu olduğunu ifade eden Aycan, şunları kaydetti: “Özel bir karayolu değil, özel bir patika yok değil. Şehrin yolu kapıya bağlayan yol. Onun için bunun görülmemesi mümkün değil. Hatta burada bir işbirliği var. Burada bir çapa ile kazmayla gömülen bir şey değil. Bu kadar bomba oraya getiriliyorsa ve gömülüyorsa bununla ilgili metrelerce kablo döşeniyorsa bu kesinlikle bir görmezden gelme durumudur veya müdahale edilmemiştir. Iğdır’la ilgili başka bilgilerde var. Bunu da sorduk, soru önergesi olarak. Bununla ilgili orada polislerin çeşitli nedenlerle görevden alındığı ve polislerde bir değişiklik olduğu, onun için istihbarat zaafı olduğuna dair bilgiler var. Bir polis memurumuzun konuyla ilgili ihbarı var. Ama bu ihbarın değerlendirmediğine dair de bilgiler var bunları da Başbakan’a sorduk. Diğer taraftan bakıyorsunuz bombalar döşenirken seri bombalar bağlanmış. Bir sırada 8 bomba arka arkaya patlatılıyor. Bunlar basit işlemler değil. Hazırlanıp getirilip atılmış bombalar da değil. Araç var, kepçe var. Bu öyle çapa ve kazmayla olacak şey değil. Kepçe ile geliniyor gömülüyor ve üzerine asfalt yol yapılmış bunları nasıl görmezden gelirsiniz. Küçük vukuatlar gibi görülür. Sırf karşı karşıya gelmemek ve terör olmasın diye göz yumma var burada. HDP ve PKK bunları yaparken siz orada göz yummuşsunuz. Başka nasıl ifade edilebilir.”

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.