“AKP’YE BU SAFHADA OY VEREN HERKES VEBAL ALTINDADIR”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 25. Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, il binasında düzenlediği basın toplantısında 26. dönem için aday adayı olduğu açıkladı.

Son günlerde ülkemizde hain, bölücü, kalleşteröristler tarafından şehit edilen asker ve polislerden dolayı derin üzüntü duyduğunu ifade eden MHP Milletvekili ve 26. dönem aday adayı Sefer Aycan, şehitlere Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi.

“AKP’YE BU SAFHADA OY VEREN HERKES VEBAL ALTINDADIR”

26. dönem Milletvekilliği seçiminde MHP’den aday adaylığını açıklayan ve bu seçimin çok daha önemli hale geldiğini belirten MHP Milletvekili Sefer Aycan şunları ifade etti: “Artık yalvarıyorum,  Kahramanmaraşlı hemşehrilerime yalvarıyorum, Allah rızası için aklınızı başınıza toplayın, üç-beş kuruşluk dünya çıkarı için, saltanatı için değil ülkemiz için eğer vicdanınız varsa bu seçimde AKP’ye dur diyelim. Ve tarafınızı belli edin. Artık bu bir AKP-MHP meselesi değil bu ülkenin geleceği meselesidir. Onun için AKP’ye bu safhada oy veren herkes vebal altındadır ve bu sorumluluk içerisinde davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Bize düşen görev de evet çok zor şartlarda siyaset yaptığımızı, lanet olsun adına da siyaset yapma deniyor ama biz siyaset yapmak için siyaset yapmıyoruz. Ülkemiz için bunu yapıyoruz. Evet, çok yorgunuz, çok tükenmişlik yaşayabiliriz ama tabi bizim ağa babalarımız yok, para babalarımız yok, sanayicimiz yok, kara paramız yok ama bizim vicdanımız var, gönlümüz var.” 

Türkiye’nin çok sıkıntılı bir dönem yaşadığını ifade eden MHP Milletvekili Sefer Aycan, bir ayda 100 asker ve polisin şehit edildiğini kaydetti. Aycan, 3 yıldır çözüm süreci, kan akmayacak, silahlar teslim edilecek diyenlerin gaflet ve dalalet içerisinde olduklarını savunarak bunu her fırsatta söylediklerini açıkladı. Bugün gelinen noktada bu gafletin sonucunun yaşandığını öne süren Aycan, ülkede artık özerkliğin tartışıldığı bir noktaya gelindiğini savundu.

Güneydoğu’da bazı belediyelerin özerklik ilan ettiğini aktaran Aycan, hükümetin bu gelişmelere karşı her hangi bir tedbir almadığını, özerlik beyanı veren belediye başkanları hakkında yasal bir işlem yapmadığını iddia etti.

Tarihin hiçbir döneminde hiçbir liderin şehit cenazesi önünde nutuk atmadığını söyleyen Aycan: “ Ama bu gün Recep Tayyip Erdoğan şehit istismarlığı yapmaktadır. Bu istismarla maalesef göz boyamaya, oy almaya çalışmaktadır.” şeklinde konuştu

“BU BAŞARIMIZI TABİÎ Kİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÇEKEMEMİŞTİR”

7 Haziran genel seçimlerinde yaptıkları çalışmalardan dolayı partililere teşekkür eden Aycan şunları söyledi: “Kahramanmaraş’ta büyük bir mücadele verdik. Tüm güçlere karşı, tüm sermayeye karşı, herkese karşı MHP oyunu 50 bin arttırmış ve Milletvekili sayısını 1’den 2’ye çıkarmıştır. Ve bu başarımızı tabiî ki Recep Tayyip Erdoğan çekememiştir. Zaten seçimlerden bir hafta önce tek başına iktidar olamayacaklarını anladıklarını gün bir şekilde söylemler geliştirmeye başladılar. Dediler ki azınlık hükümeti olmalıdır, koalisyon yerine o zaman da azınlık hükümeti önerdiler. 7 Haziran sonuçlarında istedikleri gibi çıkmayınca ertesi günden itibaren de Türkiye’yi yeni bir seçime götürmek için planlarını yaptılar ve oynadılar. Önce 400 Milletvekili istediler, 400 milletvekili alamayacaklarını görünce 335’e indiler, sonra tek başına iktidar olmak için uğraştılar. Tek başına iktidar olamayacağını anlayınca da sürekli koalisyon hükümetinin sıkıntılarının bahsederek azınlık hükümeti kurulması gerektiğini empoze etmeye çalıştılar.  Ve bu gün utanmadan, sıkılmadan bu olayların sebebi 400 milletvekili verilmemesine bağlanmaktadır. Başkanlık sisteminin olmaması ve 400 milletvekilinin alınmamış olmasına bağlayan aciz gaflet ve dalalet içerisindeki yöneticiler maalesef ülkeyi yönetmektedir. Ve bu gün sadece kendi çıkarlarını düşünerek kendi menfaatleri doğrultusunda ülkeyi seçime götürmeye karar vermişlerdir.”

“HİÇBİR ŞEKİLDE KOALİSYON KURMAMAK ÜZERE YOLA ÇIKMIŞ BULUNUYORLAR”

7 Haziran seçimlerinin ardından yeniden seçime gidilmesine karar verildiğini ileri süren Aycan, bu doğrultuda hareket edildiğini savunarak şunları konuştu: “Hiçbir şekilde koalisyon kurmamak üzere yola çıkmış bulunuyorlar. Hatta MHP’nin her mensubu biliyor, ama bunu bilmeyen sağır kulaklara da bıkmadan usanmadan anlatmamız lazım. Dediler ki biz zaten kaybedecek bir şeyimiz yok bir kez daha deneyeceğiz. Ve ülkeyi bir kez daha seçime götürmeye karar verdiler. Ne yapmaya çalışıyorlar, tek başına iktidar olmaya çalışıyorlar. Tek başına iktidar olmadıkları sürece kendilerinin orada rahat olmayacağını biliyorlar. Ve bu yüzden ne MHP’ye ne CHP’ye koalisyon teklifi götürmemişlerdir. Koalisyon kurulmasına baştan beri karşı hareket etmişlerdir.”

HDP’nin TBMM’de sayısını arttırarak daha büyük bir çoğunlukla Meclise girme çabası içerisinde olduğunu ve ülkeyi bölünmeye götürdüğünü söyleyen Aycan şu şekilde konuştu: “Buna karşı çıkacak olan tek parti MHP’nin daha güçlü bir şekilde Meclis’te temsil edilmesi lazım. Eğer Meclis’te daha büyük bir şekilde temsil edilmiyorsak, edilmezsek ve AKP’yi bugün ki durumundan daha düşük bir düzeye indiremezsek o zaman ülkenin bölünmesine de fırsat vermiş oluruz. Ve buna sebep olan herkes de vebal altındadır.”

“BEN O ŞEHİT CENAZELERİNE KATILMAKTAN ÇOK UTANÇ DUYUYORUM”

Şu anda bazı kesimler tarafından verilen şehit sayısının önemsenmediğini savunan Aycan, şehit olan asker ve polislerin vebalinin herkesin boynunda olduğunu ifade etti.   

Şehitlerin cenaze törenlerinde sadece cenaze kaldırmaktan öteye gitmeyen ve ahlarla vahlarla göstermelik hareketlerle günlerin geçirildiğini savunan Aycan şöyle konuştu: “Geçen hafta içerisinde 3 şehit verdik. Ben o şehit cenazelerine katılmaktan çok utanç duyuyorum. Aileye karşı… yani katılmak, orada en önde poz vermek görev yapmak değildir. Utancımdan cenazeye gidemiyorum, ailenin yanına nasıl gideceksiniz. Ama her defasında gördüğümüz şu ki ilk perde de görüntü vermek için maalesef bürokrasi ve AKP teşkilatı yarış içerisindedir. Son cenazede, Önsen’deki cenazede, bir baktım kendi halimden utandım. Ben ne yapıyorum burada dedim? Ben ne yapıyorum? Onun için o ailenin durumunu görüp mezarın başından ayrıldım. Bir şey yapamıyorsunuz, göz göre göre yavrucaklar ölüyor, göstermelik ağıtlar ve bir iki saatlik göstermelik roller çiziyoruz ondan sonra da hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz.”

“PARTİYİ DE ÜLKEYİ DE YÖNETEN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”

Maraş Aktif muhabiri tarafından sorulan: “ Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçilmeden önce farklı bir Cumhurbaşkanı olacağını açıkladı. Seçildikten sonra da söylediği gibi bir Cumhurbaşkanı oldu. Yine aşağı yukarı, Sayın Cumhurbaşkanı Ülkede fiilen Başkanlık sisteminin olduğunu bunun yasal şeklinin alması gerektiğini ifade etti. Siz de şu anki açıklamanızda daha çok Cumhurbaşkanının çalışmaları ve konuşmaları üzerinde durdunuz. AK Partiyi daha az söylediniz Başbakan Davutoğlu’nu bir kez zikrettiniz. Sizin açıklamanızdaki bu durumda Cumhurbaşkanını haklı çıkarmıyor mu?” şeklindeki soruya Milletvekili Sefer Aycan şu şekilde cevap verdi: “ Partiyi de ülkeyi de yöneten Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yani bugün Recep Tayyip Erdoğan bir Cumhurbaşkanı gibi davranmamaktadır. Tabi ki  farklı Cumhurbaşkanı olmak istediğini söyledi haklısınız. Diyeceksiniz ki oy aldı sonuçta evet biz Cumhurbaşkanının öyle veya böyle seçilmiş olduğunu kabul ediyoruz. Ve biz Cumhurbaşkanının seçiminden dolayı da bir şey demiyoruz. Ama Cumhurbaşkanının Anayasal çizgiye çekilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bir Cumhurbaşkanı gibi davranması gerektiğini söylüyoruz, devleti temsil etmesi, siyasi polemiklere girmemesini ve taraf olmamasını istiyoruz. Ama her hafta sonu muhtarları toplayıp baskı yapan, beyin yıkayan para dağıtan zihniyetin de ne yapmak istediğini biliyoruz. Muhtarlara para dağıtan ve onlara emirler veren hepsinden 400 milletvekili istediğini defalarca söyleyen bir insan artık tarafsızlığını yitirmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Şimdi tabi daha büyük bir suç işledi Cumhurbaşkanı, kalktı dedi ki fiilen Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Bu Anayasa suçudur, darbe mi yaptınız? Bu ülkede yönetim sistemini nasıl değiştirdiniz, bunu referanduma mı götürdünüz? Ne olduğunu bilmediğimiz Başkanlık süreci neydi? Ya da ben farklı olacağım derken neyi kastetti? Bunları mı söyledi, ben siyaset yapacağım, ben partimin genel başkanı gibi davranacağım dedi mi dürüstçe? Farklı Cumhurbaşkanı olacağım. Farklılıktan da ne anladık biz, herkes farklı şeyler anlamış olabilir. Ama burada bir anlayış sorunu varsa bu Recep Tayyip Erdoğan’dan kaynaklanıyor.” (M. Serhat TOPALCA)